Açık ameliyat, cerrahi operasyonlarda hastaya uygulanan bir tedavi metodudur. Geleneksel tedavi yöntemleri arasında yer alan açık ameliyatı, kapalı ameliyattan ayıran en önemli özellik ameliyat süresinin daha kısa ve maliyetinin daha uygun olmasıdır. Genel anestezi yöntemi kullanılarak vücuda kesi atılması ile uygulanan bir tedavi şeklidir. Bu nedenle, bölgesel olarak kesi çizgisi ve ameliyat yarası oluşumu yüksek bir tedavi şeklidir denilebilir.
İçindekiler;
Açık Kalp Ameliyatı Nedir?
Açık kalp ameliyatı, damar ve arter ile kas kapakçık ve kalbe uygulanan bir tedavi metodudur. Günümüzde kalp damar cerrahları tarafından yapılan açık kalp ameliyatında hayati risk %1’in altındadır. Güvenilir bu ameliyat yöntemi ortalama 3 saat sürer. Açık kalp ameliyatı geçiren bir hasta, operasyon tamamlandıktan sonra ortalama 7 hafta kendine gelmeye başlar. Yorgun ve güçsüz hisseden hastanın, gece uykularını en az 8 saat uyuması önerilir. Süreçte daha hızlı iyileşebilmek için zararlı alışkanlıklardan tamamen uzak kalınması önerilir.
Kapalı Ameliyat Nedir?
Kapalı ameliyat, adı verilen laparoskopik cerrahi yöntemi, hastanın hızla hayata adapte olabilmesini sağlar. Açık kalp ameliyatı ile kıyaslandığında, daha geniş görüş alanı sunan laparoskopi ameliyatı kesik izi, yara fıtığı ya da yapışıklık gibi görülebilecek tüm yan etkilerin azaltılmasını sağlar. Kapalı ameliyat, tedavinin türüne göre 1 ile 3 saat arasında sürmektedir. Tedavi öncesinde hastaya anestezi uygulanır. Estetik kaygısı güdenlerin tercih ettiği bu cerrahi yöntemde büyük dikiş izleri ya da yaralar bulunmaz.
Yaşlılarda Açık Kalp Ameliyatı
İleri yaş seviyesinde kalp ameliyatı, daha farklı hastalıkların etkisiyle komplikasyon göstererek risk oluşturabilir. Yaşlılarda yapılması gereken ameliyatta var olan riskin en temel sebebi, yaştan kaynaklı beyin ve sinir sistemi ile solunum yollarında oluşan gerilemedir. Bu durum, uygulanacak anestezinin hasta için risk oluşturabilir. Elbette ki, sağlıklı yaşlılık döneminde olanların gençlere kıyasla damar pıhtılaşması riski daha fazla gözlemlenebilir. Yaşlılık döneminde artış gösteren kan proteini Fibrinojen, her 10 yılda bir artar. Bu durum, kan pıhtılaşmasını sağlayan hücrelerde değişimi tetikler. Herhangi bir cerrahi ameliyat, bu kişiler için daha riskli hale gelebilir.